KÜLPERİSİ
sitede internette

Üşüyorum...


Başım dönüyor... Sigara üzerine sigara yakıyorum. Uyku düzenim tamamen bozuldu. Yorulmak istiyorum. Kendimi sürekli meşgul edecek, yoracak şeyler arıyorum. Bunu çalıştığım işler beceremezse, geceyi sabaha kavuşturma işine ben gönüllü oluyorum...

Şehrime gidip gelişlerim sürüyor geceleri. Hırsızcılık oynuyorum. Tıpkı bir hırsız gibi; bana ait olmayan ve hiç olmayacak, bende ki duruşları saniyeler sürecek mutluluklar, gülümsemeler ve en çok da kadehler dolusu alkol çalıyorum...

Yooo hayır. Bağımlı olmadım merak etme. (Bana mı dedin ?) Bağımlılığın nasıl bir şey olduğunu hepinizden çok yaşadım ve gördüm. O kadar zavallı olmadım. Kendimi kaybetmek, unutmak istediğim doğru. (Sadece ben duyuyorum, sadece ben hissedebiliyorum içindekileri. Nasıl korktuğunu, kendini kaybetmek istesen bile aslında bunu bile tam manasıyla istemediğini biliyorum. Geçecek diyorsun kendine. En fazla bir kaç gün sürecek diyorsun ve sadece ben duyuyorum. Ben de sana sesleniyorum. Ama beni fark ettiğin günden beri, bana doğru olan tüm duyularını kapadın. Korkma diyorum sana... Kalkanların ince. Kalkanların zayıf. Kalkanların zar...)

Aylar oldu ; ağlama nöbetlerini atlatamadım hala... Direksiyon, tuttuğum en sıcak el oldu. Deli gibi çalışıyorum. (Çalışmak mı? Ne yaptığın işin/işlerin farkındasın; ne de, ne yapmaya çalıştığının... Geçici bir süreç gibi görmeye çalışıyorsun içinde bulunduğun durumu. Oysa biliyorsun ki bu aylar, hatta yıllarca sürecek ve belkide dönüşü olmayacak uzun bir yol senin için...)

Nefesinin yeniden yüzüme değmesi için sahip olduğum her şeyi verebileceğim “canan” ı bile anmıyorum artık. “Canan.....” (Hadi! Söyle artık. Hadi sıyır at o melun adı dilinin ucundan. Hadi!)

Sus artık! Sus ve unutmaya çalıştıklarımı, unutacağımı sandıklarımı bana sürekli hatırlatıp durma yeter! Canımı yakıyorsun bu benden çok daha gerçek ve dürüst halinle. OZAN' ın adını zikredemeyecek kadar güçsüz değilim ben! Hiç olmadım! Olmayacağım! Hiç düşmedim şimdiye kadar. Yüzüm hiç değmedi toprağın o soğuk kucağına... Düştümse eğer şimdi; hiç kaybetmediğim gururumla kalkar, tenime bulaşan tozları en vakur halimle silkeler, yürümeye devam ederim... ( Ahahaha görmek istiyorum bu kareyi... O ismi söylemekle başladın doğrulmaya. Henüz kalkmış değilsin. Tenine sandığından çok daha fazla toz bulaştıracaksın. Bunu henüz bilmiyorsun...)

“Kim bilir neler neler geçti başımdan... Kimse böyle yalnız olamaz!” Baba! Evimizin önünde park ediyorum arabamı. Gözlerimi dikiyorum sıcacık evimizin ışıklarına... Evimiz sıcak. Evimiz huzurlu. Evimiz güvenli. Kulağımda bir daha hiç duyamayacağım sesin... Üşüyorum baba. Artık konuşamıyormuşsun. Ağlıyorum baba. Işığımız sönene kadar bekliyorum kapının önünde... Dönüş yolunu hatırlamıyorum... Geriye dönmek için patikalara savurduğum ekmek kırıntılarını bir bir kargalar yiyiyor baba! Üşüyorum!

0 yorum:

Yorum Gönder

 

W3C Validations

Cum sociis natoque penatibus et magnis dis parturient montes, nascetur ridiculus mus. Morbi dapibus dolor sit amet metus suscipit iaculis. Quisque at nulla eu elit adipiscing tempor.

Usage Policies